20. ÖZEL YETENEK KAVRAMI VE TÜRKİYE’DE ÖZEL YETENEKLİLERİN EĞİTİMİ
( 1 video )
Özel Yetenek
Nedir?
Özel yetenek kavramı
üstün zekâ ve üstün yetenek kavramları şeklinde de zaman zaman aynı, zaman zaman farklı anlamı işaret
ederek karşımıza çıkmaktadır. Bu durum bir kavram karmaşası
gibi görünmekle beraber
alanın zenginliğine de işaret etmektedir. Aslında karmaşa kısmı “giftedness”
kelimesinin yabancı dilden Türkçe’ye çevrilmesiyle başlamaktadır. Buna ek
olarak farklı tanımlar
yapan araştırmacıların bakış açıları da tanımları çeşitlendirmiştir. Kuramlar başlığı
altında üstün zekâ ve üstün yeteneğe bakış açıları daha iyi anlaşılabilir. Türkiye’de 2013 yılından bu yana “özel yetenek” kavramının kullanılmasına
karar verilmiştir. Özel yetenek kavramının
tanımı Millî Eğitim Bakanlığı (2013) tarafından yayınlanan özel yetenekli
bireyler strateji ve uygulama
planında “Özel yetenekli birey zekâ, yaratıcılık, sanat, liderlik
kapasitesi, motivasyon veya özel
akademik alanlarda yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren bireydir.” şeklinde
yapılmıştır.
Geçmişte bugüne
özel yetenek kavramına
ilişkin tanımlar incelendiğinde dikkat çeken
nokta, tekil bir bakış açısından çok boyutlu
bir bakış açısına
doğru değişim görülmesidir. Örneğin
19. yüzyılda Terman üstün
zekâlıları, standart zekâ ölçeklerinde ilk %1’lik dilime
girenler olarak ele almış ve üstün zekâyı, zekâ testi
puanıyla ilişkilendirmiştir. 20. yüzyılda dikkat çeken Marland Raporu’nda ise üstün zekânın
birden fazla alanda görülebileceği vurgulanmıştır. Bu alanlar genel zihinsel alan, özel akademik alan,
yaratıcı-üretken alan, liderlik alanı, sanat alanı veya psikomotor alan olabilir. Bu alanlardan en az birinde
olağanüstü potansiyel yeteneğe veya olağanüstü
başarıya sahip olanlar üstün zekâlı olarak tanımlanmışlardır. 21. yüzyıl için MEB’in yukarıda verilen tanımı
hatırlanırsa yine birden
fazla alana odaklanıldığı görülmektedir.
Bugün özel yetenek olarak
adlandırılan kavram, bilimsel
gelişmeler, bilim insanlarının farklı bakış açıları, kavramın çeşitli disiplinlerde
çalışılması, toplumsal unsurların tanımlar üzerindeki
etkileri gibi pek çok değişken nedeniyle ileride farklı bir etiketle de
adlandırılabilir. Burada önemli olan bazı alanlarda normdan
farklılaşan, daha iyi bir potansiyele veya performansa sahip bireyler olmasıdır. Bu durum onların
ihtiyaçlarını farklılaştırmakta ve beraberinde eğitimcilere, öğretmenlere de sorumluluklar getirmektedir.
Öne Çıkan Özel Yetenek
Kuramları
Özel yetenek nedir diye düşündüğünüzde
zihninizde pek çok farklı cevap beliriyor olabilir. Yüksek zekâ düzeyi,
hızlı düşünme, problem
çözme yeteneği, belki belli bir spor dalında
yetenek veya bir enstrümanı
çok iyi çalabilme, başarılı bir liderlik sergileme, bir hastalığa çare bulma, sınavlarda üstün başarılar elde etme gibi
son derece çeşitli özellikler özel yetenek kavramını tanımlamak için
akıllara gelebilir.
Özel yetenek
konusunda çalışan uzmanlar için de benzer durum söz konusudur. Özel yetenekle ilgili çalışmalar ele alındığı
disiplinden, bilim insanından, çalışılan zamandan ve toplumdan etkilenebilir. Bu kavramı toplumsal
açından ele alan kuramlar olduğu gibi, bileşenlerine ayıran kuramlar da vardır.
Bazı kuramlarda ise özel yeteneğin
oluşumuna ve gelişimine
odaklanılmıştır. Bu bölümde farklı bakış açılarıyla özel yetenek ele alınmış ve
alan yazında öne çıkan birkaç kuram paylaşılmıştır.
Üçlü Halka Kuramı
Özel
yetenek konusunda ilk akla gelen temel kuramlardan biri Renzulli tarafından ortaya konan Üçlü
Halka Kuramı’dır. Bu kuram özel yeteneğin bazı bileşenlerden oluştuğunu öne sürer. Bunlar ortalama üstü yetenek, yaratıcılık ve
motivasyondur. Bireyde bu bileşenlerin biri eksik olursa özel yetenek ortaya çıkamaz. Ortalama üstü yetenek, genel
veya özel yetenek şeklinde karşımıza
çıkabilir. Sözel veya sayısal muhakeme genel yeteneklere, yabancı dil veya
istatistik gibi spesifik alanlarsa
özel yeteneklere örnek olarak verilebilir. Yaratıcılık bileşeni akıcı,
esnek, özgün düşünmeyle, merakla,
yeniliklere açık olmayla ilgilidir. Motivasyon ise kişinin çalıştığı alana tutkuyla bağlanmasıyla, odaklanabilmesiyle ilgili bir bileşendir.
Beşgen Kuramı
Sternberg
ve Zhang tarafından ortaya konan Beşgen Kuramı özel yeteneğin ortaya çıkması
için bazı ölçütlerden bahseder. Onlara göre birini özel yetenekli olarak
tanımlamak için şu beş
ölçüt karşılanmalıdır:
·
Mükemmellik,
·
Nadirlik,
·
Kanıt,
·
Üretkenlik,
·
Değer.
PISA Hafıza Tekniği: Mükemmel Değeri Ürettiğinin Kanıtı, o
değerin Nadir Bulunmasıdır.
Mükemmellik kriteri,
bireyin bir ya da birkaç alanda olağanüstü performans göstermesi gerektiğini işaret eder. Nadirlik
kriteri, bireyin üstün olduğu yetenek
alanında, bireydeki mükemmellik
düzeyinin az rastlanır olması gerektiğini anlatır. Kanıt kriterine göre, zekânın
bilimsel olarak geçerlik
kazanması için testlerle
ya da somut durumlarla ispatlanması ve bireyin belli
bir alanda üstünlüğünü göstermesi gerekir. Üretkenlik kriteri, bir alanda ürün ortaya
koymayı ve bunun bir kereden fazla tekrarlanabilir olması gerektiğini
anlatır. Değer kriterine göre, bireyin
özel yeteneğinin, içinde
bulunduğu toplum tarafından değerli bulunması gerekir.
Bulanık Kuram
Bulanık Kuram, isminden de anlaşılacağı
gibi tam netleşmemiş bir yapıdan bahseder. Aslında pek çok özel yetenek kuramının isminde geçmese bile onlarda da
bu karmaşa hissedilmektedir. tarafından ortaya
konan kurama göre özel yetenek
âdeta sınırları olmayan
bulutsu bir yapıdadır. Kuramda yetenek gelişimi
sürecinde hem bileşenlere hem de gelişime değinilmiştir. Kuramın ana bileşenleri yatkınlık, uyarıcı
koşul ve etkileşimdir.
Bellek, muhakeme
gibi zihinsel yatkınlıklar da ilgi, benlik gibi zihinsel olmayan yatkınlıklar özel yeteneğin ortaya çıkması
için gereklidir. Her iki tür yatkınlık da eşit derecede önemlidir. Ancak bu yatkınlıkların sayıları
ve büyüklükleri belli değildir. Özel yeteneğin oluşumu
için mutlaka uyarıcı çevreyle etkileşime girmeleri gerekir. Bir yatkınlık çeşitli ve çok
fazla uyarıcı tarafından uyarılabilir. Uyarıcı koşul bileşenine nesneler,
toplum, çevre örnek olarak verilebilir. Uyarılma kişisel bir deneyimdir; biri için uyarıcı faktör başka
biri için gerekli veya yeterli
olmayabilir. Bazen de bir uyaranın rolünü bazen başka bir uyaran
gerçekleştirebilir. Etkileşim
bileşeni ise kuramda diğer bileşenleri birbiriyle olan ilişkilerine dikkat
çeker. Özel yeteneğin oluşumunda bireysel
yatkınlıklar ve çevresel
değişkenler, kendi içerisinde ve birbiriyle etkileşime girmelidir.
Ayrımsal Üstün Zekâ ve Üstün Yetenek
Kuramı
Özel
yetenek çalışmalarında üstün zekâ ve üstün yetenek
kavramlarının ayrı ayrı tanımlanabileceğini
iddia eden Gagne.Ayrımsal
Üstün Zekâ ve Üstün Yetenek Kuramı’nı
ortaya koymuştur. Kuramda üstün zekânın üstün yeteneğe dönüştüğü ve bu süreçte öğrenme-uygulama, katalizörler ve şans boyutlarının da rol aldığı belirtilmiştir.
Kurama göre üstün zekâ doğuştan var olan mental ve
fiziksel alanlara ait yetenekleri ifade etmektedir. Mental alanlar; bilişsel, yaratıcı, algısal ve sosyal becerileri ifade eder. Fiziksel
alan ise spor ve müzik gibi alanlarda görülen becerileri içerir. Üstün yetenek ise doğuştan var olan üstün zekânın sistematik bir eğitim
ve öğrenme süreci ile yeteneğe dönüşmüş hâlidir. Bu süreçte
çeşitli katalizörler etkili
olur. Kuramda katalizörler içsel ve çevresel
olarak ele alınmıştır. İçsel katalizörler motivasyonel değişkenleri ve kişilik
özelliklerini ifade eder. Çevresel katalizörler ise uygun eğitim olanakları, aile, sosyal yapı, sosyo-ekonomik durum gibi değişkenleri içerir. Üstün zekânın üstün
yeteneğe dönüşüm sürecinde etkili olan diğer boyutlar öğrenme-uygulama ve şans boyutlarıdır. Öğrenme-uygulama
boyutunda etkili ve sistematik bir eğitim
ile üstün zekânın üstün yeteneğe dönüşümünün olumlu etkilenebileceği belirtilir. Şans boyutu daha önce bahsedilen boyutları etkileyen en genel boyut
olarak değerlendirilebilir. Şans, üstün
zekâ genlerine sahip olmaktan yetenek gelişimini destekleyen bir aileye sahip
olmaya kadar birçok değişkeni olumlu veya
olumsuz etkileyebilir.
