2.KAPSAYICI EĞİTİM
YAKLAŞIMININ TARİHSEL GELİŞİMİ VE YASAL DÜZENLEMELER-I*
Kaliteli kapsayıcı eğitimin net bir çerçevede tanımlanması gerekmektedir. Kalitenin alt unsurları olan erişim, katılım ve destek boyutlarındaki sorunlara
çözüm geliştirme çalışmaları daha etkili bir biçimde yapılabilecektir.
Erişim; geniş
çaplı öğrenme fırsatları, etkinlikleri ve ortamları
sunmak, çocukları eğitim
fırsatlarından alıkoyan fiziksel ve yapısal
engelleri ortadan kaldırmak, öğrenme için evrensel tasarım temelinde eğitim çevresini düzenlemek ve bunları gerçekleştirmede teknolojiyi işe koşmak gibi ilkeleri içermektedir.
Katılım; kaliteli kapsayıcı eğitim hizmetlerinin çocukların aidiyet ve katılma hislerini
kasıtlı olarak teşvik
edecek ve destekleyecek önlemler
alınması ve uygulamalarda bulunmasını içermektedir.
Destek ise; aileler, öğretmenler, uzmanlar ve yöneticilerin kapsayıcı eğitime ilişkin bilgi ve tutumlarını geliştirmeyi hedefleyen profesyonel eğitim olanakları sunmayı içermektedir
Kapsayıcı Eğitime Yönelik Uluslararası Düzenlemeler
Geniş kapsamlı ele alındığında, dünya genelinde kapsayıcı
eğitim yaklaşımının tarihsel
yolculuğu ile ilgili
olarak uluslararası alanda dört temel süreç yer almaktadır Bu süreçler
içerisinde yayımlanan belgeler ve yapılan organizasyonlar ile yaşanan
gelişmeler özet olarak ilerleyen başlıklarda açıklanmıştır.
1.İnsan Hakları Temelli Süreç (1948 ve Sonrası)
BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
ile temel insan hakları, özgürlükler konusu gündeme gelerek sözleşmeyi imzalayan
ülkelerin tüm vatandaşlarına yönelik yaşama, eğitim,
barınma gibi temel haklarının temin edilmesine yönelik
adımlar atılmıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kendisinden sonra gelen pek çok düzenlemeye temel oluşturarak
gerek eğitim gerekse diğer hizmetlerde
temel haklara ve özgürlüklere yönelik bakış açısı sağlamıştır. Bildirgenin
ikinci maddesinde “Herkes ırk, renk, cinsiyet,
dil, din, siyasal
veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal
köken, gelir durumu/mülkiyet, doğuş veya herhangi bir ayrım
gözetmeksizin bu bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir.” hususu ifade edilerek
hak ve özgürlüklerden yararlanmanın kapsamı belirtilmiştir. Bununla
birlikte 26. maddede “Herkes eğitim
hakkına sahiptir.” vurgusu da yer almaktadır. Ülkemizde 27 Mayıs 1949 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bildirge Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
İnsan hakları temelli sürece ilişkin diğer belgelerde de ayrımcılık gözetilmeksizin haklardan yararlanma ile dışlanmaya sebep olabilecek durumlar ortaya konularak
eşitlik ve adalet vurgusu yapılmıştır. BM’nin 1971, 1975 ve 1982 yıllarındaki belgelerinde, engellilere yönelik eğitim ve
diğer hizmetlerden yararlanma konusunda çeşitli
kararlar yer almaktadır. 1989 Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile de çocuklara ırk, renk, cinsiyet, ulusal
ve sosyal köken, mülkiyet, doğuş ve diğer
durumlardan kaynaklı hiçbir
ayrım gözetilmemesi konusu ele alınmıştır.
İnsan Hakları Temelli
Sürece İlişkin Gelişmeler
1948
BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1952 Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi
1960 UNESCO
Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme
1966 Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Haklar Sözleşmesi 1971 BM Zihinsel Engelli Bireylerin Hakları Bildirisi
1975 BM Engelli Hakları Bildirgesi 1981
UNESCO Sundberg Bildirgesi
1982 BM Engelliler İçin Dünya Eylem
Programı 1989 BM Çocuk
Haklarına Dair Sözleşme
2.Özel Gereksinimli Çocuklara Yönelik Süreç (1990 ve Sonrası) 1990’lı yıllar kapsayıcı eğitim anlayışının uluslararası alanda yasal zemininin oluşmasına yönelik önemli
gelişmeleri barındırmaktadır. 1990 yılında Herkes
İçin Eğitim Dünya Konferansı ile başlayan süreç, özel gereksinimli çocukların kapsayıcı eğitimine
yönelik çok önemli
gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Herkes İçin Eğitim Dünya Konferansı, BM Eğitim Bilim ve Kültür
Kurumu (UNESCO), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), BM Nüfus Fonu (UNFPA), BM Kalkınma Programı
(UNDP) ve Dünya Bankası tarafından organize edilen, 155 ülkeden temsilcilerin ve pek çok sivil toplum
kuruluşunun yer aldığı
en önemli küresel
eğitim girişimidir.
Bu
konferansta çocuklar, gençler ve yetişkinler olarak “herkes için” başlıca
öğrenme gereksinimleri temel alınarak,
erken çocukluk eğitimi, eğitim ortamlarının zenginleştirilmesi, temel eğitimin tüm çocuklar için kaliteli
şekilde sağlanması vurgulanmış; yerel, bölgesel ve dünya genelinde yapılabilecekler ele alınmıştır. Konferans
kendisinden sonraki organizasyonlar için
de pek çok açıdan odak kabul edilmiştir. Bildirge kapsamında izleme ve
değerlendirme çalışmalarının yapılmasına devam edilmektedir.
1993 yılında çıkarılan Engelliler İçin Fırsat Eşitliği ve
Standart Kurallar belgesi taraf ülkelerin
insan hakları ve
engellilik konularında atacağı adımlara ilişkin bir rehber olma niteliği taşımaktadır. Hâlihazırda mevcut olan
dokümanlarda yer alan yükümlülüklerin uygulamaya aktarılmasında önemli bir belgedir. Eğitim, istihdam, sosyal
yaşam, sosyal güvenlik, sağlık alanlarında engellilerin tam katılımını sağlamaya
yönelik kurallara bu belgede yer verilmiştir.
Her ne kadar eğitim hakkı, eşitlik,
ayrımcılık gözetmeksizin yapılması
gereken uygulamalar pek çok uluslararası dokümanda yer alsa da 1994
yılında Salamanca Konferansı
sonrasında yayımlanan Salamanca Bildirgesi ve Eylem Çerçevesi ile “kapsayıcı eğitim”
ilk kez
gündeme gelmiştir. DİKKAT MUHTEMELEN SORU GELİR
Salamanca Konferansı “Herkes
İçin Eğitim” girişiminde özel gereksinimlilerin göz ardı edildiği endişelerine yanıt olarak düzenlenmiştir. Salamanca Bildirgesi ile “Herkes İçin Eğitim” temelinde
devletlerin “bireysel farklılıklara ve güçlüklere bakılmaksızın tüm çocukları kapsayacak olanakları sağlamak üzere eğitim
sistemlerini geliştirmesi”, “tüm çocukları genel eğitim okullarına kayıt ederek hukuki ve politik
bir konu olarak
kapsayıcı eğitim ilkesini benimsemesi”, “kapsayıcı eğitimin erken tanı ve müdahale boyutlarını güçlendirmesi” konularında çok önemli kararlar alınmıştır. Bildirgede yer alan kararlar hâl3 gündemde
yer almakta, işlevselliğine yönelik tartışmalar kendisinden sonraki belgeler ve araştırmalar kapsamında ele alınmaktadır
Özel Gereksinimli Çocuklara Yönelik Sürece İlişkin Gelişmeler
1990 Herkes İçin Eğitim
Dünya Konferansı
1993 BM Engelliler İçin Fırsat Eşitliği
ve Standart Kurallar 1994 UNESCO
Salamanca Bildirgesi ve Eylem Çerçevesi 1996 BM Engellilik Strateji Belgesi
DEZAVANTAJLI
GRUPLARA YÖNELİK SÜREÇ (2000 VE SONRASI)*
Kapsayıcı eğitim konusunda uluslararası gelişmeler çerçevesinde insan hakları temelinde
başlayan ve özel gereksinimlilerin ayrım gözetilmeksizin haklarına
yönelik vurgu ile devam eden süreç 2000’li
yıllarda çeşitli dezavantajlı gruplara yönelik düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir. 2000 yılında Senegal, Dakar’da toplanan Dünya Eğitim Forumu Dakar Çerçevesi’nde marjinal gruplar; yoksul ve savunmasız bireyler, hapishanedekiler, mülteciler, ebeveynsiz çocuklar, çocuk işçiler, okuma yazma bilmeyen
ve refakatçisi olmayanlar ile çeşitli özelliklerinden dolayı toplum geneline
aykırı olduklarının düşünülmesi nedeniyle dışlanmaya maruz kalanlar olarak ifade edilmiştir. 26-28
Nisan 2000 tarihleri arasında Senegal, Dakar’da düzenlenen Dünya Eğitim
Forumu’nda “herkes için eğitim” hedeflerine ne düzeyde ulaşıldığı ve 2015 yılına kadar hedeflere ulaşılması için yapılabilecekler ele alınmıştır.
Erken çocukluk eğitimi, kız çocuklarının eğitim sürecine dâhil edilmesi, yetişkin
okuryazarlığının artırılması konuları özellikle vurgulanmıştır.
Avrupa
Komisyonu tarafından 2000 yılında yayımlanan Engelsiz Avrupa Tebliği’nde özel gereksinimli bireyleri sosyal ve
ekonomik olarak engelleyen sosyal, fiziksel ve tasarımsal engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik
bütüncül bir strateji ortaya konulmuştur. Bu tebliğ Avrupa genelinde özel gereksinimli bireylerin meslek edinme, eğitim,
bağımsız hareket edebilme
ve ulaşımdan yararlanmalarına ilişkin bir çerçeve niteliği taşımaktadır.
2004 yılında ortaya konulan Avrupa
Komisyonu Engellilik Eylem Planı’nda ise engellerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmaksızın iş sahibi olma ve istihdam, toplumsal politikalara özel gereksinimlilerin dâhil
edilmesi ve sosyal ortamda herkes için ulaşılabilirliğin sağlanmasına
ilişkin 2010 yılına kadar yapılması önerilenler ele alınmıştır.
2000’li yıllarda
hem BM hem de Avrupa Komisyonu tarafından yapılan organizasyonlar
bu yıllardan önce yapılanlar ile birlikte sonraki süreçlere temel oluşturarak, kapsayıcı
eğitim bağlamında eğitim
sistemlerinin dönüşümü perspektifini oluşturmuştur.
Dezavantajlı Gruplara Yönelik
Sürece İlişkin Gelişmeler
2000 UNESCO Dünya Eğitim Forumu ve Dakar Eylem Çerçevesi; Avrupa Komisyonu Engelsiz Avrupa Tebliği
2003 BM Engellilik İçin Fırsat Eşitliği
2004-2010 Avrupa
Komisyonu Engellilik Eylem Planı
4. Eğitim Sistemlerinin Dönüşümü
(2005 ve Sonrası)
Kapsayıcı eğitimin
tarihsel sürecinde 1900’lü
yılların ilk yarısında
insan hakları temelli
başlayan süreç zaman
içerisinde dönüşüme uğramıştır. 2000’li yıllara
gelindiğinde “kapsayıcılık” kavramı
geçmişe göre daha çok üzerinde konuşulan bir hâl almıştır ve eğitim
sistemlerinin kapsayıcılık odağında dönüşmeye başladığı görülmüştür.
Kapsayıcı eğitimin ne olduğu konusunda geniş de olsa bir çerçeve oluşmaya başlayarak kimler için, hangi
uygulamalarda kapsayıcı eğitimin işler hâle getirilebileceği, uluslararası boyutta nelerin
yapılabileceği daha derinlemesine ele alınmaya başlamıştır. Bu doğrultuda ana aktörler
olan BM ve bağlı kurumları, Avrupa Birliğinin (AB) çalışmaları ile pek çok düzenleme
yapılmış, çeşitli belgeler ortaya konulmuştur. Süreçteki gelişmelere paralel olarak kapsayıcı eğitim yaklaşımı özel
eğitim odağında ele alınan bir konu olmaktan
çıkarak “herkes
için eğitim” vurgusu ile eğitim sistemlerinin tüm bireylerin öğrenme ve gelişim özellikleri, ilgi ve gereksinimlerine yanıt verebilecek şekilde
düzenlenmesine yönelik olarak
ele alınmaya başlanmıştır.
Eğitim Sistemlerinin Dönüşümüne Yönelik Gelişmeler
2005 UNESCO Kapsayıcılık Rehberi: Herkes İçin Eğitime İlişkin Erişilebilirliği Sağlama
2006
BM Engelli Hakları
Sözleşmesi
2006-2015 Avrupa Konseyi Engellilik
Eylem Planı 2008 UNESCO
Kapsayıcılığa Yönelik Politika
Rehberi
2010-2020 AB Engellilik Stratejisi; UNESCO Herkes İçin Eğitim İzleme Raporu 2012 UNESCO Eğitimde
Dışlanma: Daha Kapsayıcı
ve Adil Toplumlar İçin Eğitim
Sistemlerini Değerlendirme Rehberi
2015 UNESCO Eğitim 2030 Eylem Çerçevesi
2017 UNESCO Eğitimde Kapsayıcılık ve
Eşitliği Sağlama 2019-2030 Her Çocuk
Öğrenebilir: UNICEF Eğitim
Stratejisi
2020 UNESCO Salamanca
Bildirgesi’nden 25 Yıl Sonra Eğitimde
Kapsayıcılık: Mevcut Durum,
Eğilimler ve Zorluklar; Küresel Eğitim İzleme Raporu: Eğitimde Kapsayıcılık
2021-2030 AB Engelli
Haklarına Yönelik Strateji
Belgesi
2005 yılı sonrasındaki önemli gelişmeleri BM Engelli Hakları
Sözleşmesi ve UNESCO tarafından yayımlanan rehberler ve
eylem çerçeveleri oluşturmaktadır. BM Engelli
Hakları Sözleşmesi 2006 yılında ortaya konulmuş ve 2008 yılında
yürürlüğe girerek 181 ülke bu sözleşmeye taraf olmuştur.
BM Engelli Hakları
Sözleşmesi kapsayıcı eğitimi
işler hâle getirmeye
yönelik formüle eden uluslararası insan hakları hukukunun
ilk örneği ve 24. maddesi
ile kapsayıcı eğitim hakkını
dile getiren ve yasal olarak bağlayıcılığı olan ilk uluslararası insan hakları
belgesidir (Graham vd.,
2020).
24. maddede
“Taraf devletler, engellilerin eğitim hakkını tanır
ve bu hakkın ayrımcılık olmaksızın ve fırsat eşitliği temelinde
gerçekleştirilmesi amacıyla her düzeyde kapsayıcı bir eğitim sistemi sağlar.” hususu belirtilmiştir. Bu madde ve
açıklamaları ile engellilerin kapsayıcı eğitim
hakları açıkça ilan edilmiş, engelli olma nedeniyle genel eğitim sisteminden
dışlanmaları yasaklanmış ve bireysel gereksinimlerin çeşitli uyarlamalar ve düzenlemeler ile eğitim ortamlarında karşılanması ana hatlarıyla
ortaya konulmuştur (Davis vd., 2020). 2010-2020 AB Engellilik Stratejisi, BM Engelli Hakları Sözleşmesi’nin AB
kapsamındaki uygulamalarına yönelik hazırlanmıştır. Bu strateji belgesinde; erişilebilirlik, katılım, kalite,
eğitim, sosyal güvenlik, istihdam, sağlık alanlarında
engelli haklarına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu strateji
belgesi 2021 yılı itibariyle güncellenerek 2021-2030 Engellilik Stratejisi’nde cinsiyet, ırk ve etnik köken, din ve inanç
özelliklerine göre ayrımcılık gözetilmeksizin insan hakları temelli yaklaşım,
topluma katılım, eşit erişim, kapsayıcı
ve erişilebilir eğitim konuları vurgulanmıştır.
2005 yılı ve sonrasında BM kuruluşları olan UNESCO ve UNICEF tarafından yayımlanan
belgelerde kapsayıcı eğitim anlayışının nasıl uygulamaya aktarılabileceği,
eğitim sistemlerinde kapsayıcı
eğitimin yeri ve paydaşlar bakımından nasıl ele alınabileceği, sürdürülebilir kalkınma hedefleri boyutunda kapsayıcı eğitim ile
ilgili ülkelerin
yapabilecekleri ortaya konulmuştur.
BM’nin yasal zemindeki kararlarının işler hâle getirilmesine yönelik hem uluslararası alanda hem de sözleşmelere
taraf olan devletlerin ulusal eğitim politikalarına yön vermede bu raporların önemli bir yeri bulunmaktadır. Örneğin,
2015 yılında
yayımlanan UNESCO Eğitim 2030 Eylem Çerçevesi’nde BM’nin sürdürülebilir kalkınma
hedefleri kapsamında önerilen
hedeflerle uyumlu olarak “kapsayıcı ve
adaletli kaliteli bir eğitimin tüm çocuklara sağlanması ve çocuklar için yaşam boyu öğrenme fırsatlarının teşvik edilmesi” vurgulanmıştır. 2030 yılına ilerlerken erişim,
adalet, kapsayıcılık, kalite ve öğrenme çıktıları üzerinde daha çok yoğunlaşılması gerektiği belirtilmiştir.
2019-2030 yıllarına yönelik
UNICEF tarafından hazırlanan Eğitim
Strateji Belgesi’nde ise “her çocuk öğrenebilir ve öğrenme hakkı vardır” ilkesi ile adalet ve kapsayıcılık
vurgulanmakta; öğrenme fırsatlarına adil erişim, herkes için geliştirilmiş öğrenme ve beceriler ile acil ve hassas
durumlarda çocuklar için daha
iyi öğrenme ve koruma hedeflerine yönelik neler yapılabileceği ifade edilmektedir.
Buraya
kadar açıklanan kapsayıcı eğitime yönelik uluslararası gelişmelerin tamamı, çeşitli özelliklerinden dolayı ayrımcılığa
ve dışlanmaya maruz kalma olasılığı bulunan bireyleri destekleme, onlarla ilgili politikalar oluşturma, kapsayıcı eğitim uygulamalarını hayata geçirmeyi sağlama
boyutlarıyla kapsayıcı eğitim anlayışı ile ilişkilidir. Bu gelişmeler, uluslararası alandaki sözleşmelere taraf
olan devletleri kendi iç hukukunda çeşitli düzenlemeler yapmaya yönlendirerek; eşitlik, adalet ve sosyal
kabul temelinde uygulamalar yürütmelerine kapı açmaktadır. Kapsayıcı eğitime ulusal
düzeyde hangi boyutlarda yer verildiği, “Kapsaycı Eğitime Yönelik Ulusal Düzenlemeler” bölümünde ele alınmıştır.