15. DESTEK EĞİTİM MODELLERİ
( 1 video )
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenci için
uygun destek eğitim modeline karar vermek, özel eğitim alanında yıllardır tartışılan bir konudur. Bu noktada karşımıza
sıklıkla çıkan kavramlardan biri en az kısıtlayıcı
ortamdır. En az kısıtlayıcı ortamın net bir tanımı yoktur. Her öğrenci
için en az kısıtlayıcı ortam farklı
bir yerleştirme seçeneği anlamına gelebilir. Ancak bu kavram genellikle öğrencinin normal gelişim gösteren
arkadaşlarından, evinden, ailesinden ve toplumdan mümkün
olduğunda az ayrılması
anlamına gelir. Bu genellikle öğrencinin tam zamanlı
kaynaştırma/bütünleştirme ortamlarına yerleşmesi gibi anlaşılsa da bazı öğrenciler için en az kısıtlayıcı eğitim
ortamı özel eğitim sınıfı ya da tamamen ayrıştırılmış özel eğitim okulları olabilir. Ancak
burada temel alınacak düşünce, öğrencinin yaşamı olabildiğince normal seyrinde devam etmeli, sunulacak
eğitim fırsatları öğrencinin bireysel ihtiyaçlarıyla uyumlu olmalı ve bireysel özgürlüğe kesinlikle gerekli olandan
fazla müdahale edilmemelidir .
Öğrencinin en az kısıtlayıcı eğitim
ortamına yerleştirilmesi, tıbbi yetersizlik tanısına ek olarak eğitsel
performans düzeyinin ve bununla bağlantılı olarak gereksinimlerinin belirlenmesinin sonucunda
gerçekleştirilir. Ülkemizde özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin devam edebilecekleri eğitim ortamları ya
da yerleştirme seçenekleri en fazla kısıtlayıcı olandan en az kısıtlayıcı olana doğru aşağıda gibi sıralanmaktadır:
· Yatılı özel eğitim
okul ve kurumları
· Gündüzlü özel eğitim
okul ve kurumları
· Özel eğitim sınıfı
· Yarı zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme
· Tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme
Yatılı
özel eğitim okul ve
kurumları: Tamamı özel
eğitim ihtiyacı olan öğrencilerden oluşan bir okul içerisinde öğrenciye gündüz
eğitim verilirken akşam barınmasına olanak veren eğitim kurumlarıdır
Gündüzlü özel eğitim okul ve kurumları: Yatılı özel eğitim
okullarında olduğu gibi bu
okullara da tamamı özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler devam etmektedir. Bu
okullardaki öğrenciler eğitim
saatleri dışında normal hayatlarına devam edebilir.
İster yatılı ister
gündüzlü olsun özel eğitim okulları ayrıştırılmış eğitim ortamları olarak kabul edilmektedir. Çünkü burada
eğitim gören öğrencilerin tamamı özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerdir. Bu eğitim ortamları, özel eğitim ihtiyacı
olan öğrenciler için düzenlenmiş özel bir
çevrede, özel olarak yetişmiş personelle, öğrenci gereksinimleri dikkate
alınarak oluşturulan program ve
materyallerle öğrencinin gelişiminin daha iyi karşılanacağı görüşünden
hareketle açılmıştır. Ayrıştırılmış eğitim ortamları farklı
nedenlere bağlı olarak
çeşitli sınırlılıklara sahiptir.
Öğrencilerin performansı iyi olan modeller
görmemeleri, öğretmenlerin öğrencilere dönük beklentilerinin
düşük olması, ayrıştırılmış eğitim ortamlarının etiketlemeye neden olması ve bu okullara devam eden öğrencilerin toplumsal
yaşama uyum sağlama güçlükleri bu okulların sınırlılıklarıdır
Özel eğitim sınıfı: Genel eğitim okulları bünyesinde, özel eğitim ihtiyacı
olan öğrencilerin toplu bir
şekilde eğitim alması için açılan ayrı bir sınıflardır. Özel eğitim
sınıfları, özel eğitim okullarının açılmasının maliyetli olması, öğrencileri yaşadığı çevreden uzaklaştırmama ve öğrenciye kısmi de olsa
normal gelişim gösteren akranlarıyla bir arada olma imkânı sağlaması bakımından tercih edilmektedir. Ancak
alandaki uygulamalarda özel eğitim sınıflarının
kısmi de olsa kaynaştırmaya hizmet etmediği; özel eğitim sınıflarına devam
eden öğrenciler ile normal gelişim
gösteren öğrencilerin sadece derslerde değil ders dışı etkinliklerde dahi
ayrıldıkları görülmüştür.
Kaynaştırma/bütünleştirme
yoluyla eğitim: Özel eğitim ihtiyacı olan
öğrencilerin genel eğitim ortamlarında yetersizliği olmayan akranlarıyla beraber tam ya da yarı zamanlı olarak
eğitimlerini sürdürmelerine kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla
eğitim denmektedir (MEB,
2017). Özel eğitim ve rehberlik hizmetleri genel müdürlüğü tarafından
2017 yılında çıkarılan Kaynaştırma/Bütünleştirme
Yoluyla Eğitim Genelgesi’nde her iki kavramın birbirinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Son yıllarda
bu kavramlarla birlikte kullanılan bir diğer kavram da kapsayıcı eğitimdir. Nihayetinde alanyazında özel eğitim
ihtiyacı olan öğrencinin yetersizliği olmayan
akranlarıyla birlikte eğitim alması kaynaştırma, bütünleştirme ve kapsayıcı
eğitim gibi farklı terminolojilerle ifade edilmektedir.
Yarı zamanlı
kaynaştırma/bütünleştirme, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencinin gerekli destek hizmetler sağlanarak bazı dersleri özel eğitim sınıfında
bazı dersleri kaynaştırma/bütünleştirme ortamlarında almasıdır. Tam zamanlı
kaynaştırma/bütünleştirme, özel
eğitim ihtiyacı olan öğrencinin gerekli destek hizmetlerle beraber, okulda
geçirdiği sürenin tamamını normal
gelişim gösteren akranlarıyla aynı sınıfta geçirmesidir. Her iki koşulda da destek hizmetlerin sağlanması zorunludur.
Destek hizmetler, sadece öğrenciye değil, öğrencinin ailesine, öğretmenine
ve okuldaki diğer personele, uzman personel ve gerekli materyallerle sunulan danışmanlık hizmetleri olarak
tanımlanmaktadır (MEB, 2021). Destek hizmetlerin sağlanmaması koşulunda kaynaştırma/bütünleştirmeden bahsetmek
mümkün değildir.
Kaynaştırma/bütünleştirme
uygulamaları kendi içerisinde birçok avantaj ve sınırlılığa sahiptir. Kaynaştırma/bütünleştirme
uygulamalarına devam eden özel gereksinimli öğrenciler akademik ve sosyal yönden uygun davranışları gözlemleyip model
alabilirler. Bu durum bu öğrencilerin toplumsal
yaşama uygun davranışlar edinmelerini ve uyum sağlayabilmelerini kolaylaştıracaktır. Bu uygulamalar
sayesinde normal gelişim gösteren öğrencilerin de bireysel farklılıklara yönelik farkındalıkları artabilir
ve bu farklılıklara ilişkin tutumları olumlu yönde
değişebilir. Özel
eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin aileleri çoğu zaman çocuklarının yaşadıkları engelden
kaynaklı kendilerini dışlanmış
hissedebilirler. Kaynaştırma/bütünleştirme uygulamaları sayesinde bu aileler,
normal gelişim gösteren
akranların aileleriyle ilişkiler
geliştirerek kendilerini toplumsal yapının bir parçası olarak
görebilirler. Bununla bağlantılı olarak normal gelişim gösteren öğrencilerin ailelerinin de
farklılıklara saygı ve kabulünün artması toplumsal yapı içerisinde
bütünleştirmenin yaygınlaşmasına katkı sağlayabilir.
Kaynaştırma/bütünleştirme uygulamalarının başarıya ulaşması birçok etkene bağlıdır. Tüm okul çalışanlarının ve sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencisine ilişkin olumlu tutumları, destek hizmetlerin sağlanması, sınıf ortamlarında çeşitli çevresel düzenlemelerin yapılması, akranların kaynaştırma öğrencisi hakkında bilgilendirilmesi ve tüm velilerle iş birliği yapılması bunlardan birkaçıdır. Alanyazında kaynaştırma/bütünleştirme başarısını etkileyen en önemli etkenlerin başında öğretmenlerin geldiği görülmektedir. Öğretmenlerin bu uygulamalara ilişkin olumsuz tutumlara sahip olması işleyişi olumsuz yönde etkilerken öğretmenlerin özel eğitimle ilgili bilgi ve becerilerinin artması ve materyal, personel gibi çeşitli hizmetlerden yararlanmaları öğretmen tutumlarını olumlu yönde değiştirebilir. Kaynaştırma/bütünleştirme uygulamalarının başarıya ulaşmasını engelleyen etkenlerden bir diğeri de uygun personel ve destek hizmetlerin yetersiz oluşudur. Gerekli durumlarda öğretmene ve/veya öğrenciye destek hizmetler sağlanmıyorsa bu noktada kaynaştırmadan bahsetmek mümkün değildir. Genel eğitim okullarının fiziksel ortamının yetersizliği de kaynaştırma/bütünleştirme uygulamalarının başarısını olumsuz yönde etkileyebilir. Okulların fiziksel yapısı tüm öğrencilerin bağımsız hareket etmesine olanak verecek şekilde düzenlenmelidir.